27 Şubat 1972 Pazar

bir pazar günü

güneşin ışıkları karşıdan yüzüme vuruyor.. ve çıplak bedenime çarşafların arasından. salondan,mutfaktan,yan odadan tıkırtılar geliyor..müzik sesleri. balkondan ayak sesleri. kafamda senin cızırtıların dolaşıyor.ellerin damarlarımın, hücrelerimin üzerindeki dokunuşları.elim kana bulaniyor.
biraz sonra ben de yataktan tembelce kalkıyor, ve "..heyy..good morning" diyorum..ve bir gülümseme.
kahvaltıda kahve-yumurta-balkon-güneş ve kedicik bana eşlik ediyor. sonra gamsız dostum,sigara, ve tatsız da.
güya kitap okurum diye balkona çıktığımda müzik açıyorum..sokaktan protesto sesleri. KESK eylem yapıyor, kimseler eylenmiyor diye..
adalara gidiyor insanlar..beni de çağırıyorlar. belki adalara gidebilirim.. seninle hiç adalara gitmedik orası bana huzur verir hem. iyi ki gitmemişiz. bazen her tarafa senden birşeyler sinmiş de kalmış öyle hissediyorum. kime baksam, kime konuşsam senden birşeyler.. ve işin kötü yanı da hala birbirimizle konuşmaya çalışmamız. eğer konuşacaksaydık senin gibi havadan sudan otdan değil de içimizdeki bu terkedilmiş barakadan konuşmak isterdim..ve konuşuyorum da aslında. fakat kendi kendime gibi oluyor senin bu sorularıma hiç bir zaman cevap vermeyecek gibi takınmış olan halini görünce..gri bir buz parçası sanki herşey. eriyip gitmiyor da, hiç sıcaklık yok ne içimizde ne dışımızda.. soğudukça kendi kendimi ısıtıyor ama o yapamıyorum. ve tekrar kafamda cızırtıların başlıyor.. ama bir taraftan gülüyor eğleniyor koşuyorum..bütün kalbi biraz buruk olanlarla herşeye rağmen iyiyiz biz iyi demeye çalışıyoruz : ama aslında bu bir traji-comic oyun, "no adventure". yoksa filler bize çok kızar ve bilirsin fil hafızalıyız hep.

bir pazar,26,şubat.2012.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder