12 Ağustos 2010 Perşembe

Yine yollardayım ve yine pencere kenarı...

    ve mütemadiyen olduğu gibi geceleyin.
   gecenin verdiği birbaşına'lık, huzurluluk dürtüleri, yanından usulca geçilen kamyonlar, başka başka otobüsler, ucu görünmez karanlık, kesik çizgili yollar, ah o yollar..
   ama bu sefer tüm bu mütemadiyenliklerin dışında olan birşey var : gitmek.
   yine doğduğum, sokaklarında seksekler oynadığım, top oynamaya çağırdıklarında kaçtığım, pınarlarından soğuk sular içtiğim, bulutlarından binbir türlü şekiller çizdiğim ve uğultulu tepelerinde uçurtmalara özgürlük verdiğim o köyümden, yine pek sevdiğim o şehr-istanbul'a gidiyorum.. ama bu seferki başka..herzaman kendisine yaşamak için giderken, kendisinde kendimi bulduğum o şehiri de terketmek için.
  kötü bir yere gitmiyorum elbette, belki de şimdi bu yaptığım istediği yere gidişi kesinleşmiş bir çocuğun sevdiklerini terkettiği için yaptığı bir günah çıkartması da olabilir..
 hayır hayır..tam olarak öyle değil! bu tatlı bir mutluluk, tatlı bir heyecanla beraber tatlı bir hüzündür aynı zamanda..
   gitmek ...
   yeni başlangıçlar için bitişler yaparak..belli belirsiz üzüntüler, sevinçler, kırık kucaklaşmalarla...
   buğulu gözlerle meraklı bakışlar arasında kalan, arafta kalmış bir çocuk edasıyla..
   bir maniniz yoksa anne hoşçakalın'larla..
   sevip de sevmeyenler ve sevmediğiniz sevgililerle..
   gönderilmeyen ve istenilmeyen mektuplarla..
   dar vakitlerde vermeye az bulduğunuz sevgiler, dostluklarla..
   bi kaç elbise, birkaç kitap ve birazcık büyükçe umutla gidiyorum bütün aşklar yüreğimde..
   ya da "me voy"
   ...
  
12 augustos.çarşamba.2010 devrek-istanbul otobüsü..
gece 03.41

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder